Ülkelerin kalkınmasında ve her türlü alanında eğitim ve dolayısıyla öğretmenlik mesleği önem arz ettiği için 1981’de yapılan bir düzenleme ile bu sektör çalışanlarını onurlandırmak için her yıl “24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Gazetemiz kurulduğu yıldan itibaren bilgi ve deneyimlerimi çevremle paylaşarak olumlu yazılar yazmaya çalışan eğitime gönül vermiş bir kişiyim. Her 24 Kasım’da öğretmenlik mesleğinin sorunları ve eğitimle ilgili, önemli eleştirilerimi siz değerli okurlarla paylaşırım. Gerçek şu ki, bugüne kadar eğitim sektöründe kalıcı ve “Milli” bir reform göremedim. Bu tamamen kişisel düşüncedir. Tabii ki olması gereken güzel ama asgari çalışmalar da vardır. “Görünen köye kılavuz istemez” derler ya… Gerçekler ortada… Okul yapıldı, öğretmen atandı yaygarası fasaryadır. Yapılmasın mı? Atanmasın mı? Bu gayet doğal ve olması gerekendir, çoğalan nüfusumuza göre değerlendirirsek yeterli olmadığı bile görülür. Ülkelerin kalkınmasında en önde gelen değer eğitimdir. Eğitimin mimarları da değerli öğretmenlerdir. Onun için 24 Kasımlarda törenler yapılıyor. Bugün öğrencilerin bir demet çiçekle öğretmenlerine koşmalarından ellerini öpmelerinden daha büyük ödül olamaz. Bugünün anlamı ve önemi anlatılıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda bir kutlama yapıldı yapılacak. Yapılan konuşmalara, okunan şiirlere bakılırsa her şey çok güzel ve tıkır tıkır işliyor. Bu yıl hiç karamsar değilim, bu yazımı da 2 gün önceden yazdım. Millî Eğitim’in en üst makamında değerli bir eğitimci var ve güzel hizmetleri olacağına inanıyorum.MEB’nı Prof.Dr.Sn. Ziya Selçuk’tan güne özel güzel açıklamalarını sanki 2 gün önce hisseder gibiyim. Haydi değerli bakanım güzel haberlerinizi bekliyoruz zira size çok güveniyoruz.
EĞİTİMDE GENEL SORUNLAR Eğitimle ilgili sorunlarımızı çözmeden hiçbir alanda kalkınmamız mümkün olamaz. Bana göre en önemli sorunlar:
1-Öğretmen olacakların eğitimlerine özen gösterilmesi
2-Sistem değişikliklerinin “Milli” ve kalıcı olarak düzenlenmesi
3-Kılık kıyafet ve okul disiplini için düzenleme yapılması.
4-Her türlü yönetici atamasının liyakat ve hiyerarşiye göre yapılmasıdır.
Ülkemizde bu sorunlar her yıl toplanan milli eğitim şurasında görüşülür tartışılır ve alınan kararlar ilgili makamlara sunulur.2010 yılında toplanan şurada alınan önemli bir karar da bakanlığa iletilmiş. Şöyle ki, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının koşullarının çağdaşlaştırılması, ekonomik sıkıntılarının iyileştirilmesi için somut adımların atılması, öğretmenliğin saygın bir meslek haline getirilmesinin zorunlu hale geldiği gibi nedenlerle, 24 Kasım’a anlam kazandırmak için güne özel bir maaş ikramiye verilmesi önerilmiş. Ancak, aradan sekiz yıl geçmesine rağmen, bu doğrultuda meclise kanun teklifi de verildiği halde günümüze kadar herhangi bir işlem yapılmamış. Millî Eğitim şura kararları yok kabul ediliyorsa varlığı neye yarıyor, bu şura ne için toplanıyor? Eğitimin sorunlarına bakarken bu sektörün mimarı olan öğretmenlerin yetiştirilmelerini liyakatlerini, atanmalarını da göz ardı edemeyiz. Bildiğim kadarıyla özel üniversiteler hariç yüz dolayında eğitim fakültemiz var. Buralardan yetişen ve mesleğe alınan öğretmenlerin ve yöneticilerimizin pedagojik formasyonları acaba yeterli mi? Kaldı ki 1997 yılında çıkarılan bir yasayla Veterinerler, İktisatçılar, Ziraat Mühendisleri, Açık Öğretim mezunları vb. meslekten insan öğretmen yapıldı. Bu arkadaşlarımıza saygı duyarım ancak, her meslek kendi alanında güzeldir diye düşünüyorum. Hiçbir fedakârlıktan çekinmeden görev yapan değerli meslektaşlarımın, 24 Kasım Öğretmenler Gününü en içten dileklerimle kutluyorum. Sağlık ve sevgiyle kalın.