Sadece birkaç büyük şehirde üniversite bulunuyordu. Bu günkü gibi yol gösterenler ve rehberlik servisleri de yoktu ama eğitim sistemimiz güçlüydü. İdealist eğitimciler vardı, belirli bir liyakat almadan en alt kademeden en üst görevlere atanmak mümkün değildi. İşte bu nedenle her yönetici işini güzel yapmaya gayret ederdi, üst görevlere aday olan yöneticilerde belli kıstaslar aranırdı. Yıllar geçtikçe her alanda büyüme ve gelişme oldu ama, eğitim alanında sistemle çok oynandığı için sorunlar da arttı. Günümüzde ise, yetkili kurulların Üniversitelerimizle ilgili açıklamalarını duyduğumda çok şaşırdım. Ülkemizde 100’den fazla fakülte ve yüksek okula bu yıl başvuran öğrenci olmamış. Akademik ve idari personel maaşlarını alıyor fakülteler ise boş kalmış boşşşş… Bu okullar arasında, Tıp, Teknik ve İdari bölümlerde varmış. İnanmak istemiyorum ama en çarpıcı örnek olarak da, Namık Kemal Üniversitesi Hukuk fakültesinde öğrenci olmadığı için eğitim yapılamıyormuş. Ne diyelim acı bir gerçek ki, ülkemizde Hukuk var ama okuyacak öğrenci yokmuş…
GERGİN HAYAT
Eskiden öğrenciler, yoktan var etmeye çalışırlardı, şimdi ki öğrencilerde bu heyecan yok. Eskiden, teknoloji bu kadar gelişmemişti, şimdi 5 yaşındaki çocukların elinde bile tabletler telefonlar var. Eskiden öğrenciler kitaplıkları doldurur gece gündüz çalışır bir fakülteye girmeye çabalardı. Şimdi, bilgisayarın tuşuna bastıklarında her bilgi ellerinin altında ama, ideal kalmamış. Doğrusu, teknolojiye paralel insanların yaşamları da dijital olmuş. Her konuda doyumsuzluk ve bağlı olarak mutsuzluk da artmış, insanlar hep gergin. Her ailenin iç güdüsünde çocuğuna iyi bir gelecek hazırlamak olduğu için, ilköğretimden itibaren bütün imkânlarını bu uğurda harcarlar ki bir üniversite eğitimi alıp meslek sahibi olsunlar. Ülkemizde haddinden fazla üniversite açıldı, tabii ki buna bağlı olarak kalite de düştü. İşte çağımızın çocuğu daha aydın ve bilinçli olarak sınavlara katılıyor başarılı olsa bile her üniversiteyi de tercih etmiyor bu nedenle, yüzden fazla fakülteye başvuran olmadığı için kontenjanları boş kalmış ki çok güzel bölümlerde var. Rast gele her yere üniversite açmakla olmuyormuş, yüz binlerce genç açıkta kalıyor hiç tercih yapmıyorsa bir sebebi var. Vakit geçmeden bu fakültelere öğrenci alınmalıdır. Kısacası öğrencilerde aileleri de gergin bir hayata devam ediyorlar.
ARAPLAR OKULLAŞIYOR
Eğitim sektöründe sorunlarımız çok fazladır. Ben asla umudumu kaybetmedim ve inanıyorum ki yanlışlar tespit edilecek ve milli bir eğitim dönemi başlayacaktır. Önceki yazılarımda belirttiğim gibi, eğitim sektörünün bu hale gelmesinin en büyük nedeni: Siyasilerin himayesinde bakanlığın her türlü idari kadrolarına getirilen liyakatsiz, deneyimsiz kişilerin yanlış kararları ve yönetim şekilleridir. Son dönemde çok yerinde bir kararla, MEB’lığına getirilen, Prof. Dr. Sayın Ziya Selçuk’tan umutlu olduğumu yazmıştım yanılmamışım. Bazı uygulamaları güzel bir başlangıç oldu ama siyasi otorite ağır basıyor kanaatindeyim. Şöyle ki, mültecilerin özel okul açmalarına izin verilmesini içime sindiremiyorum. Dört milyon mülteci aramızda yaşıyor. Savaş mağdurudurlar, ülkemize sığındılar kendilerine her türlü imkan da tanındı, kamp alanlarında ve bazı şehirlerde çocuklarına eğitimleri de veriliyor, iyi de bir yere kadar. Bunların ülkeleri var savaş bittiğinde geri gönderilmeyecek miydi? Zaten bu fırsatları bırakıp gitmezler ki…
Maşallah her mülteci ailede en az 5/6 çocuk var. Ülkemizin değişik şehirlerinde var olan mülteci okulları dışında gelecek öğretim yılı için 21 ilimizde 215 okul programa alınmış.Sadece Hatay Reyhanlı’da 65 bin mülteci yaşıyor ve 41 bin okul çağında çocukları varmış.Ve bunlar için 32 okul açılmış.Eskişehir Odunpazarı ilçesinde ,sadece Iraklılar için çok modern özel bir lise açılmış “Özel Nabaa Alhayat karma Lisesi”…Devletin sunduğu imkanlar arasında mülteci işadamlarının açtığı özel okullarda yetişen yabancı gençler ileri ki yıllarda ne olur bilinmez! Benim Milli Eğitimimde bir sürü sorun devam ederken Ortadoğu ülkelerinin mültecilerine bu kadar olanak tanınmasını bir vatandaş olarak içime sindirmiyorum… Sağlık ve sevgiyle kalın.