Seda Tener

Beklerken Ölmedik Çok Şükür

Seda Tener

“Hastanelerde uzun kuyruklar yok” mu dersiniz ya da “Hastanede sorunum hemen çözülüyor” mu dersiniz bilemiyorum. Ama benim bunları diyebileceğimi hiç sanmıyorum.

***

Kendim için aldığım muayene randevularında dahi uzun uzun bekledim. Haftaiçi ise annemi acile götürdüğümde karşılaştığım durum beni bu yazıyı yazmaya itti. Ailem Çınardibi Köyü’nde yaşıyor. Annem iyice kötü olunca babam Bayındır Devlet Hastanesi’ne götürmüş. Ben gittiğim sırada PCR testi istemişlerdi. Test için sürüntü verdik. Doktorun yanına gittim. “Test sonucu çıkmadan müdahale edemem” diyor. “Hocam, bu halde ben bu kadını nasıl eve götüreyim. Tek sebep kovid olmayabilir” diyorum. Bana diyor ki “Eee acilde müdahele etmediler mi?” Acile iniyorum “Doktor Bey yönlendirdi. Girişini yapıp müdahele etmenizi istiyorum.” diyorum.  “Eee test sonucu çıkmadı” diyor. Aynı konuşmalar geçiyor ve bana diyor ki, “Bunu bana değil yukardakilere söyleyeceksin”. Yani çevirisi şu “geberseniz de test sonucun çıkmadan müdahale edemeyiz.” Orada ben olmasaydım eminim ki babam alıp geri eve götürürdü. Sadece benim babam değil bir çok kişi, ne yapsın ne desin doktora saygı duyuyor ve ne derse doğru buluyor. Eyvallah benim de sonsuz saygım vardır ama işini hakkıyla yapana. Neyse ki orada zar zor izolasyon odasında serum taktırdım, kan testlerini yaptılar. Sağ olsun diğer doktor ilgilendi. Şunu eklemeden de geçemeyeceğim Bayındır’ın acil servisi Torbalı’nın 10’da biri sadece ve ona rağmen bu kadar uğraştırdılar.

***

Ertesi sabah annemin testi NEGATİVE çıkınca iyice sinirlendim. Yani yüzde 50’lik bir ihtimali  direkt POZİTİF olarak değerlendirip hiçbir müdahalede bulunmayıp yollayacaklardı! Aynı gün be sefer Torbalı Devlet Hastanesi ile imtihanımız başladı. Hayatımda ilk defa biri aracılığıyla anneme direkt sıra aldım. -belki de birçok kişinin mesleğini kullanıp kendine sağladığı ayrıcalıktan uzak durarak randevumu alır söylene söylene de olsa sıramı beklerim- Annem için sıra aldık kolaylıkla amma her şey için olabildiğince fazla bekledik. Sıra veren ücret ödemem gerektiğini söylemedi. Muayene için o kadar sıra bekle, doktor ödeme yapılmadığı için siteme giriş yapamadı. Sonra çık tekrar ödeme yap, yine sıra bekle, doktorun yanına gir. Kan testi için sıra bekle, ultrason için sıra bekle, sonuçları bekle…Köylerden gelen  vatandaşlar için o sonuçları beklemek o kadar zor ki… Sonuçları almak için git, sonuç sırası al, sonuç sırası bekle… Sonuç sırası veren görevli sonuçların çıktısını da vermedi. Yine onun için ayrıca birinden çıktıları al. Yani 1 kişinin yapacağı işi 3 kişi yaptı inanır mısınız? Kimse konuşmaya, insanların işini kolaylaştırmaya çalışmıyor. Her şey oldukça zorlaşıyor. Yaşanan tüm gergin beklemenin ardından doktorun yanına gir, doktor değil de ben diyorum “serum versek olur mu?” diye.  Bu sefer acile in, acilde sıra bekle. Sabah 8.45’te başlayan hastene serüvenimiz 17.15’te bitti!

***

Annemin halsiz bekleyişleri sırasında koridorlardaki onca insanı da takip ettim. Birçoğu yaşlı. Birçok yaşlı çift birbirine destek olmaya çalışıyor. Yanımda oturan bir amca “Kaç tane hastaneye gittim, kaç doktora göründüm, hepsi aynı testleri yaptırıyor. Midemde yara var biri de ameliyat demedi. Özele gitsem oraya para mı yeter” diyerek sitem etti. Gördüm ki, hastanede birçok çalışan günü doldurmaya çalışıyor. Hasta olduğu için zaten mecali olmayan insanlara bir güler yüz gösterilmiyor.-acildeki 2 hemşire hariç-

Vatandaş sağlık hizmetinden şikayetçi, sağlık çalışanı sunulan imkanlardan. Baktığı her yerden birilerine hak verebilir insan. Ama sağlığının, doktorunun, ilaçlarının, paranın hesabını yapan, dokunsanız yıkılacak olan binlerce insanın işini zorlaştıran kişiler sağlık personelleri olmamalı.

Bir Mustafa Kemal Atatürk sözü ile özetleyim anlatmak istediğimi;

“Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.”

*Bunca insan vatanını sevmiyor olamaz, olmamalı*

Yazarın Diğer Yazıları