Vedat Aksu

Yasin Hoca Cumhuriyeti araştırıyor

Vedat Aksu

Torbalı Lisesi’nde okuduğum zamanlarda tarih derslerimize giren ve aynı zamanda bizim şubenin sınıf öğretmeni olan Yasin Hocam, bizleri de hep araştırma yapmaya teşvik ederdi. Bugüne kadar sayısız konferansta ve üniversite söyleşilerinde kürsüye çıkarak konuşma yapan başarılı tarihçi Yasin Kayış, yeni çalışmasıyla ilgili sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaşarak üzerine şu notu düştü. “Toplamda 5 ya da 6 cilt olacak bir yayın için çalışmaya devam. Yaklaşık üç yıldır üzerinde çalıştığım bu konunun yayıma hazır olabilmesi için sanırım bir yıl kadar daha var. Benim için önemli bir keşif olduğu gibi Cumhuriyetin ilk yılları ve kent tarihi çalışmaları için de önemli bir kaynak olacak” Yasin hocamın bitmek bilmeyen enerjisiyle gelecek nesillere yol gösterecek çalışmalarını uzun yıllardır takip eden biri olarak aklıma ister istemez sınıfa geldikten sonra yoklama alıp defteri imzaladıktan sonra ister dinleyin ister dinlemeyin benim maaşım yattı diyen hocalar geliyor. Kağıt üzerinde iki zihniyetin de öğretmen olması bu dünyadaki en büyük adaletsizliklerden biri.
DİKKAT! ÇOCUKLARINIZI KAYBETMEYİN
Bugün ilçenin en büyük pazarının kurulduğu gün olan Perşembe. Her Perşembe günü şu anonsu defalarca duyarız. Üzerindeki şu renk, altında bu renk, ayakkabısı şöyle, şu yaşlarında bir çocuk kaybolmuştur. Bazen de tam tersi oluyor ve o şekilde bir çocuk bulunuyor. Yani bir insan çocuğunu nasıl veya neden kaybeder anlayamıyorum. İki kilo domates, 3 kilo salatalık peşinden giderken alışverişe çocuğuyla çıktığını unutan, daha öz çocuğuna sahip çıkmayan biri de yanlış anlamayın ama ya çocuk yapmasın ya da çocuğuyla alışverişe çıkmasın. Dışarısı masum çocuklara göz diken aşağılık insanlarla dolu. Allah korusun sizin domates sevdanız yüzünden çocuklarınızın başına çok daha kötü bir olay gelebilir. O yüzden başlıktaki sözlerle bir kez daha anne ve babalara çağrıda bulunuyorum.
AKBANK’TAN ÖRNEK UYGULAMA
Önceki gün Akbank’ın önündeki ATM’de sıra bekliyorum. Banka kartımı evde unuttuğum için telefonumdan mobil bankacılıkla giriş yaparken QR kodunu bulamadım. Sıradakiler beklemesin diye sıradan çıkıp neredeydi bu kod diye uygulamayı kurcalarken biraz fazla aramış olacağım ki banka personelinin dikkatini çekmiş. Bankadan boynunda görevli kartı olan ve stajyer olduğunu düşündüğüm genç bir bayan yanıma gelerek bir sorununuz var galiba dilerseniz yardımcı olabilirim dedi. Kartımı evde unuttuğumu ve ATM’den işlem yapmak istediğimi söyledim. İvedilikle yardımcı oldu. Bu uygulamasından dolayı Akbank’ı tebrik ediyorum ve bu hizmetin diğer bankalar tarafından da sunulmasını teklif ediyorum. Çünkü hepimizin başına geliyordur. Sıra beklerken dakikalarca ATM’de işlem yapamayan amcalar, teyzeler görüyoruz. Sıradaki vatandaşlardan yardım istiyorlar. Çoğu vatandaş ise bu tür durumlarda ben de bilmiyorum diyerek geçiştiriyor. Bütün bankalarda yaz, kış stajyer öğrenciler bulunuyor. Bence hizmet kalitesini artırmak amacıyla en azından yoğunluk yaşandığı zaman bu stajyer kardeşlerimiz bu şekilde değerlendirilebilir. Bu en azından onlara yer süpürtülmesinden veya paspas yaptırmaktan daha iyidir.
İZBAN VE ÇİLESİ
İZBAN’ın temelinin atıldığı günü hatırlıyorum da sanki Torbalı halkı yıllardır eşek sırtında ya da yaya şekilde yolculuk yapıyormuş gibi Torbalı çağ atlayacak, Torbalı kalkınacak, Torbalı Ege’nin incisi olacak nutukları meydanları inletiyordu. Daha sonra baktık ki madalyonun diğer yüzü hiç de anlatıldığı gibi değil. İZBAN verilen tarihlerde bir türlü açılamadı. Sürekli açılışı ertelendi. Sonra başka alternatif yokmuş gibi şehri demir korkuluklarla 3’e böldüler. Yetmezmiş gibi gelip şehrin göbeğine üst geçit yapıp onlarca esnafın kepenk kapatmasına iflas etmesine yol açtılar. Bunlar da yetmezmiş gibi göstermelik yaya üst geçitleri yaptılar. Her gün binlerce kişinin kullandığı üst geçitleri yaparken biri de ya kardeşim yürüyen merdiven yapalım demedi. Vergi rekortmeni Torbalı’ya 120 basamaklı merdiveni layık gördüler. Göstermelik yaptıkları asansörler 1 saat çalıştıysa 10 gün arıza nedeniyle kapalı bekletildi. O köprüde ne dramlar yaşandığını İzmir’de oturdukları masalardan proje çizenlerin bilmesini beklemiyorum. Ama en azından insana insan olduğu için saygı gösterin. Şimdi Aziz Kocaoğlu’nun Torbalı’ya yaptığı en büyük kötülüklerden biri olan İZBAN’ın yıkımını düzeltmek yeni başkan Tunç Soyer’e düşüyor. Umarım sayın Soyer’de öncekiler gibi aynı zihniyette değildir.

Yazarın Diğer Yazıları